Kimsenin
inanmadığı bir adam, bir gün kimsenin göremediği haliyle geldi bana. Açıklanamayan,
anlatsan bile kimsenin farkına varamayacağı zihniyet. Onu yaşamak, onunla
yaşamak. Onu ilk gördüğümde ne düşündüğümü hatırlamıyorum bile. Zaman geçtikçe
bende uyanan tek kanı garip giyimli, güzel dudaklı, dansçı çocuk oldu. Nasıl
bir zaman geldi ve çekim alanına girdim. Farkında değildim onun için vardım. Kahve
falına baktığına inandırdı beni, o baktı, ben dinledim. Fark edemedim bizi gördü. Yalnızken dinlediğimiz ilk şarkının ‘my woman’ olması tesadüf değildi. Bu
adamın astral bir seyahat olduğunu keşfetmek neden bu kadar uzun sürdü? O biraz
önceki çocuk varya; insana çilekli cheesecake isteten pespembe dolgun dudaklı,
yağmur ormanlarında dolaşıyor hissini uyandıran dalgalı saçlı, yüzüne gölgeler
düşüren bukleleri olan , enfes lezzette, üstün kalite bir filtre kahve. İnsanın ne
için yaşadığını sorgulatan özgüven. Sabah yanında uyandığında kadınlığının hakkını
sana yeterince vermiştir. Onunla minnettar uyanırsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder