Mutluluk,
mutluluk gözyaşları… Hep ağladı. Ama mutluluktan ağlamanın ne demek olduğunu
hiç bilmedi. Var gücüyle haykırdı hep istekleri bazen de olmayacak çaba verdi. O
an herkes her şey sağır oldu. Arzuları sanki lal olmuş dudaklardan çıkmıştı. Gecenin
içinde şafağı bekledi. Ruhu mutluluğa susadı. Kuraklaştı yüreği. Daha ne kadar
bekleyecek? Seher vaktinden önce haykıran, günün geliiyle coşkulanan bir kuş
gibi, siyahla beyazın ayrıldığı o tan yerine kadar beklemek mi gerekir? Ulaşılmaz
bir dağ mutluluk, uçurumlarından her seferinde yuvarlandığın. Mutsuzluktan geriye
kalansa boynu bükük hüznün.
Hüzün
kovan kuşu gelmiş, gecenin yanağına konuvermiş…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder