Önüm arkam sağım solum ben. Zaman bencilleştiriyor eline
kağıdı kalemi alan insanı, kontrol edilemez egoya hoş geldiniz. Hepsi bende var
olan, bana özgü kelime yığınlarım. Yazmak, yaratabilmenin insana bahsedilmiş en
güzel hali. Adı ilham olan gerçeküstü her şeyin gelip yakana yapışması ve
beynin onun ellerinde yalpalarken bedenin sanki o zihni kendi taşımıyormuş gibi
yabancılaşması. Her gelişin rüzgarı farklı, ya seni sana götürür ya da seni
senden eder. Ama gelir…. Bir odada çırılçıplak saatlerce tavana baktıktan sonra
belki… Belki de tenhada kaçamak bir öpüşme sonrası içtiğin sigarının dumanından
fısıldar. Geldiğinde herhangi biri değilsindir. Yazdıklarım düşüncelerimse, ben
düşüncelerimi yaşayabilirim. Kimsede ulaşamaz. Ondan benim ihtiraslarımın bile fikrime oluşu.Tüm
yollarda ki yalnızlığıma…
Sofie'nin Dünyası
4 Aralık 2015 Cuma
31 Ekim 2015 Cumartesi
Düğümlere Üfleyen Kadın
7 Ekim 2015 Çarşamba
Vazgeçiş
İnandığım tek şey vardı o vazgeçmezdi. Farklıydık. Başlarken bile sonunu göremedim ama sevmesini biliyordu be adam. Ne güzeldir bu adam tarafından sevilmek diye, baş koyduk ortak bir yola.Başlarda o kadar dışındayım ki olayın, çırpınıyor hiç yorulmadan sanki pervane. Rüzgarından korktum galiba. Savrulmaktan. Sonuna dek onla olmaktan. Affedilir sebepler aramadan sebepsizce bitti. En beceriksiz kaçışımdı. Aklım sıra onun için üzüldüm uzun süre. Toparlanamaz ki benden sonra. Bana ulaşabileceği tüm bağları kestim. Tutunacağı dalları kopardım. Elinde kalsın umut zerresi bile kalmasın. İki sene geçti, burnuma kokusu geldi.Ben çok özlemişim.
- Selam, özledim seni.
- Bende.
- Bende.
Söylemem gerekeni demiştim ben. Koca bir özlem. Kaldığımız yerden devam etmeliydik ki. İstemedi. Sakat kalmış ruhu benden sonra bi sefer daha denersek ölümüm olur dedi. Yanılmışım, beni ölecek kadar sevmemiş. Bizden vazgeçti.
28 Eylül 2015 Pazartesi
Tehlikeli Masallar
Bir
kitap aldım elime. Çokta sevmediğim bir yazardan. Yokluk yüzünden başladım. yokluktan tutkuya. Çünkü tüm kelimeler senin için yazılmış. Her satırda
tadın,kokun var. Bildiğim seni tekrar tekrar anlattı bana. Yeni bir sözcük
görmüş gibi oldum. Hiçbir dile ait olmayan sadece sana özel. Sen o adamı
sevmeme sebepsin, sana benzediğinden.
Sen
gibi;
Ne
zaman mutlu olsa mutsuz olacak sorular gelir aklına.
Bütün
ruhuyla ve bedeniyle teslim olan kadınlar ister, teslimiyetten haberi olmadan.
Başkalarının
yanında özlediğin yalnızlık ona kavuşunca boğar seni.
Kadınların
var özlemlerini dinginleştiremediğin. Hangisi yanında olsa diğerini daha çok
özlediğin.
Evin
ve sessizlik zevkin yorar seni.
Telaşsız
bir yolcu gibi sevişirsin. Seyahatinin tadını çıkarırsın. Gideceğin istasyonun
keyfine varırsın.
Kadınlarının
seni yaraladığı kadar onları yaralamazsın alelade. O cesareti göstermezsin. Ama
yaparsın, bilirim.
22 Eylül 2015 Salı
SEN
Yorgunum.
Birazda
kırgın.
Sebebi
de benim aslında.
Eğlence
isteğiyle başlarım bütün kaynaşmalarıma, tanışmalarıma, geleceğini bilmediğim
flörtlerime. Ki bu şiddetle eğlence sağlar. Nasıl olur da aşk hep mi çekici
gelir. İçine emer de fark etmezsin bile. Kaçtığından mıdır bu denli tutulman. Eğlence
diye başladığın ızdırap olur.
Karışığım.
Darmadağın.
Bizim
ki sonsuz bir gelgit yıllardır süren habersizce. Acılı, sancılı, hırpalayan, acımasız
ve vahşi. Kimseye olmadığı kadar yakınsın, parçam. Bazen de tamamen yabancı. Kronik
hastalığım hiçbir zaman iyileşmeyen.
Azalıyorum.
Belki
de tükendim.
Saçının
her telinin hareketini ezbere bilmekten, senin için düşünmekten. Bana ne zaman ‘hayır!’
dediğini hatırlıyor musun, mümkün değil. Bu senin naif veyahut ılımlı olmandan
değil, benim seni senden daha iyi bilmemden. Gözüne bakmama bile gerek yok ben
senin kirpiğinden bilirim.
10 Ağustos 2015 Pazartesi
Kimiz?
Aslında
olmak istediğim kişi miyim? Ben şöyle biriyim mi, o şöyle biridir mi daha
doğru? Olmak istediğimi mi anlatırım ya da onlar beni tam olarak görebilir mi?
Kabul gören, erdemli ya da ulaşılmalı diye baktığımız karakterler bile var.
Biri olabilmeyi ülkü ediniyoruz. Çünkü ortadan erek kalkarsa tamamlanamıyoruz
sanırız. Birbirinden daha üstün meziyetlerde gayet göreceli olabilir. Bazen
dürüstlük sadakati yener. Veyahut cesur olmaktan eğlenceli olmak yeğ
tutulabilir. Birbirinin muadillide olabilirler. Onurla gurur gibi. Biri
olabilmek herkese rağmen kap katı, sapasağlam değil de istenen olabilmek için şekle
girmek olmamalı. İnsan zerresi de atomdan ibaret. Filozoflara göre doğa dört
temel maddeden oluşur. Ateş, su, tahta, hava. İnsan tahta. Zaman ve çevre
ateşiyle yanar. İçinden fokurdayarak çıkan erdemi, kaybettiği su. Etrafa
yayılan buhar yani hava ki bu da insanın kendini göstermek istediği şekil.
Hemen atmosfere karışacak yitip gidecek. Akılda kalmadan. Kimsenin hayatına
dokunmadan.
O
yüzden, sen sen ol da varlığın havaya suya kalmasın.
4 Ağustos 2015 Salı
Düğüm
Ayrılıklarda
sevdaya dahil ayrılanlarda hala sevgili.
Çok
uzundu boyu. Güzel dudakları vardı. Sevmediğim esmerlikteydi. Gür saçlıydı. Çirkindi
burnu. Kapkara gözleri vardı. Yakışıklı bir adam değildi. Ama gözlerini ondan
alamamana sebep olurdu. Gözlerinle nerden gelecek acaba diye arar dururdun.
Hakkında bilmediğim o kadar şey vardı. Kafasını arkaya atarak güldüğünü
bilirdim mesela. Umulmayacak uzaklıktaydı. Aklım ona dolanmadan düğüm attım.
Ucunu tutsa bile en derine ulaşabilmesin diye. Düğümün bile önüne geçti hatta
bilmediğim derinlere. Kolumu tuttu. Çevirdi kendine. Evlen benimle dedi. O an
düşünmeyi bıraktım. Uyandım gecelerce baktım yüzüne saatlerce, hayal bile
edemezken benimdi. Zaman bizi hunharca sürükledi. Bu sırada birbirimize
bilendik. Sevgimizi bitirmeden, tahammülümüzü tükettik.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)