Düğümlere Üfleyen Kadın

Sabun köpüğü
gibi benim arzularım. Kabarcık misali, bana benzeyene doğru gidiyorum, onlara
benzediğim anda da değerim yitiyor. Sönüyorum. Kayboluyorum. Kararsızım yüz
yüze geldiğim her durumda. İnsan mükemmelini bulduğunda tamam olmalı. Vazgeçmeye
ne kaldı ki şunun şurasında diye geçer mi sevdadan. Sevda bile değil ki. Bir anlık
heves hayatım. Yoruyor beni. Aldığım zevki
ve akabinde ki dağılmayı düşün. Aydınlık sadece karanlıkla ilişkiyse
anlamlı, doğruluk hatayı öngörür. Hayatı kalabalık kılan, onu keskin ve
sarhoş edici hale getiren bu birbiri içine geçmiş zıtlıklar. Varlığım hep bu
çatışma alanında. Aşklarım, yazdıklarım, insanlarım, yargılarım yürek
çarpıntısıyla başlar, nasıl yokluğa karıştığını anlamam bile. Sonunu bildiğimden
değil, umut etme isteğimin bile olmayışından. Yorulmak mı?, Sıkılmak mı?, dense
yorgunluktan ölebilirim galiba. Yasemin misali. Sabah kapalıyken toplanır
yaseminler. Rüyalarını unutmaz. Eve gelip gümüş tabağa koyarsanız yavaşça
açılır. Geceyi hatırlar ve beyaz rüyalarını fısıldar. Yok olmuştur. Ben misali…
Mükemmeliyetçi ruhumuz bizi hep eksik bırakıyo... Ne zaman ki kalp devreye giriyo o zaman her kusuru mükemmel kılıyo.. Yazılarının her satırında kendimden bir şeyler buluyorum..Sakın susma!
YanıtlaSil